Kırmızı Oda Rezzan’ın Gerçek Hayat Hikayesi

kırmızı oda rezzan

Kırmızı Oda Rezzan’ın Hikayesi Hangi Kitaptan Uyarlama

Kırmızı Oda dizisi yeni sezonda da yeni hikayelerle izleyicileri ekrana bağlamayı başarıyor. Sürekli değişen oyuncular ve hikayeleri izleyicide merak duygusunu uyandırıyor. Yeni sezonda da Kırmızı Oda’ya damga vuran hikayelerden birisi de Rezzan’ın hikayesi oldu. Madalyonun İçi kitabında ‘Cinini Çıkardım’ bölümünden uyarlandığı düşünülüyor.

Yeni sezonda Kırmızı Oda’ya adını yazdıran Nihal Yalçın, Rezzan karakterine hayat veriyor. Rezzan’ın hikayesinin dikkat çekmesinin sebeplerinden biri de Nihal Yalçın’ın gösterdiği performans. Oyuncu oynamıyor adeta yaşıyor hissi uyandırıyor izleyicisinde.

Peki Rezzan karakterinin hikayesi ne? Hayatı ve Hastalığı…

Rezzan kliniğe geldiğinde halüsinasyonlar gören, takıntılı bir kişiliktir. Cafer adındaki kişinin sürekli kendisini takip ettiğini, tehdit ettiğini düşünüyor. Rezzan içine kapanık asosyal takıntılı kişilik olmasına rağmen bir iş yerinde çalışabiliyordur. Cafer de iş yerindeki bir kişi. Bir gün Cafer’in kulağını kaşımasıyla kulağından cinin çıktığını düşünen Rezzan bunu kendisinden başka kimsenin görmediğini, bu yüzden Cafer’in peşinde olduğunu düşünüyor. Cafer’in kurduğu her cümleyi adeta tehdit olarak algılıyordur.

Rezzan, ailesi tarafından uyumlu çalışkan temiz ve titiz bir çocuk olarak tanıtılıyor. Doktor Hanım bir gün konuşma esnasında Rezzan’ın intihar etmiş bir ablası olduğunu öğreniyor. Doktor ailenin bundan hiç bahsedilmemesinden rahatsız oluyor. Rezzan konuyu hep ablası Afet’e getiriyordur.

Rezzan’ın ailesinin evi tam bir ölü evi gibidir. Bu evde tek farklı olan kişi Afet’tir. Annesi Afet’in dışarı çıkmasına karşı çıkar. Eve pislik getirdiğini öne sürer. Kızına yapmadığını bırakmaz. Baba ise robot misali işten eve, evden işe gidip etliye sütlüye karışmamaktadır.

Afet ve annesi yine bir gün sürtüşürken; anne kızını odaya kilitler. Afet ise daha fazla dayanamayıp kendini 8.kattan aşağı bırakır. Evdekilerin hiçbir şeyden haberi yoktur. Ta ki komşu gelip yarım saat sonra haber verene kadar. Rezzan çıplak ayakla koşup ablasının yanına gider. Kendisini donmuş ve tepkisiz olarak anlatır. Ablasının ise gülümsediğini ve son sözlerini söyler ‘Annem bizi ölü gibi yaşatmak istiyordu, en azından huzurlu gideceğim. Sen de onun istediği gibi ölü gibi yaşamaya mahkumsun.’

Aile bunu da çabuk atlatıp 2 gün sonra normal hayatlarına devam ettiği söylenir. Doktor anneyi görmek istediğinde ise annenin titizlik takıntısı ve şizofren olduğunu fark ediyor. Anne Afet ile konuştuğunu rahat ve huzurlu olduğunu söyler. Meleklerin ona baktığını bu dünyada yaşasaydı zorluk çekeceğini ifade eder.

Rezzan ise ablasının kaybından sonra içine kapanıyor. Kitapta ders vermek için eve gelen matematik öğretmeni tarafından taciz ediliyor ve bundan sonra kendini hep günahkar hissediyor Rezzan. Anne de seanslardan sonra fenalaşıyor kendini ve Rezzan’ı eve kapatıyor. Bu yüzden Rezzan seasnlara ara vermek zorunda kalıyor.

Birkaç ay sonra Rezzan tekrar seanslara başlıyor. Aradan aylar geçmesine rağmen Rezzan’ın Cafer takıntısı yok olmuyor. Üstüne annesi ise Afet beni çağırıyor diyerek intihar ediyor.

Evin sorumluluğu Rezzan’a geçiyor. Bu süreçte teyzesinin kızıyla birlikte takılmaya başlıyor. Birlikte sosyal aktivitelerde bulunuyor. Doktor ise Rezzan’ın hayatında Cafer’e dokunmuyor. Cafer zaten evlenip başka bir şehre gidiyor. Cafer’in Rezzan’a bir zararının dokunmadığını düşünerek beyaz bir yalan olarak kalmasını tercih ediyor. Çünkü Rezzan’ın hayatında kimsenin olmayışı ve hayal dünyasında tutunduğu karakteri de çekip koparmak istemiyordur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir